top of page

Hiçbir Bağlamı Olmayan ve Aslında Hiçbir Şey Anlatmayan

Güncelleme tarihi: 22 May 2022

20.05.2022




Zamanla hep bir problemim oldu benim. İlk ne zaman başladı bilmiyorum. Hayata ilk ne zaman bu gözle baktığımı hatırlamıyorum. Hafıza denen şeyin nankörlüğü zamanla olan problemi ortadan kaldırmalıydı halbuki. Hatırlamadıklarımız, unuttuklarımız içinde bulundukları zamanla beraber yitip gitmeliydi. Gitmedi. Benim sorunum ne peki?


Yitip giden anıların, içinde bulundukları zamanı oluşturan ne kadar his varsa onlara tutunuşumda zavallıca bir taraf var. O zavallılığın göğsümün tam ortasında kendine özel bir alan yaratması var; nefes alırken diyaframımı kullanıyor olmama rağmen ciğerlerimi ezip beni nefessiz bırakışı var. Saplantılarım var benim, aklımdan silip atamadıklarım.


Barışla uğurladığım, arkamı döner dönmez sırtımdan bıçaklayan ve bana savaşla geri dönen her hissi severek kucaklamak, belki de geleceği çalınmış benim gibi genç bir insanın bu ülkede yapabileceği tek şeydir. Gelecek öylesine uzak, öylesine elde etmesi zor bir konsept ki, hayal kırıklığına sürüklese de zamanında mutlu eden her şeye tutunmak çok daha basit ve tam da 'şu an' içinde yapabileceğim en 'ben-ce' şey. Tam benlik bir şey; zamanın bir geleceği veya şimdisi yokmuş ve yalnızca geçmişten ibaretmiş gibi davranmak. Yeni olan hiçbir şeyle ilgilenmemek, elimde olan her şeyi inatla eskitmek, yıpratmak. Meramımı dillendirmemek; düşündüklerimi ve hislerimi asla belirtmemek ve eskimesini, geçmişe karışmasını beklemek. Böylece onları; hisleri ve düşünceleri geçmişe ve dolayısıyla bana ait olduğu şekliyle kabul edip birer saplantı nesnesine dönüştürebilirim. Oyunlar oynarım onlarla, vakit öldürürüm. Sonra silip atarım hafızamdan belki, sunulan yeni şeyleri eskitir ve bu oyunları en başından oynamaya devam ederim. Her şeyi tekrar ederim. Her hatayı yeniden yaparım. Ezbere yollar en güvenlisidir.


Halbuki, ne kadar boş, değil mi? Özlemek. Aslında özlemek boş değil, bu özlemin nefessiz, sakat ve işlevsiz bırakışı boş olan. Saplantı. Ne kadar da faydasız. Bazen düşünüyorum; elde edemeyeceğim bir geleceğin acısını geçmişe olan saplantım ile çıkarıyor olmasaydım, elde edemeyeceğim bir gelecek olmadığından kendimi tam da şimdi yok etmeye çalışır mıydım bir kere daha?


İstediğim şey bu değil aslında. Yaşamak. Gerçekten yaşamak. İstediğim şey bu. Ne yaşadığımın farkında olmak. Hilebaz zihnimin zaman kavramının desteğini alarak bana oynadığı oyundan, hafızamı yok denecek hale getirişi ama hisleri asla silemeyişinden kurtulup zamanı, hisleri, insanları, anları ve anıları gerçek nitelikleriyle kavramak isterdim. Ne yaşadığımı biliyor olmak isterdim. Bulunduğum odanın köşesinden baktığımda ne yaptığını bilen genç bir kadın görmek isterdim. Her detayı belirlenmiş planları olmamasına rağmen 'bir şeyler biliyorum, bir şeyler üretiyorum' diyebilen bir insan görmek isterdim aynaya baktığımda. Bu her şeyi hissetmek ile hiçbir şey hissetmemek arasında mekik dokuyan insanımsı gölgenin azabından, varlığını sorguladığım ruhumu kurtarmak isterdim. Hep tetikte olmak nasıl bir duygu, biliyor musun? Beklemek. Hiç gelmeyeceğini biliyor olsan dahi beklemek. Ya da geleceğini bildiğin darbeden kaçmak yerine onun yolunu gözlemek. Bir korkak gibi kendin için adım atmamak hiç. Hep çevrende dönüp duranlarla beslenmek, izleyici olmak kendi kendine ve izlediklerini beğenmemek. Sonsuz ışığın içinde hiç durmadan koşup hiçbir yere varamamak gibi bir şey. Ama yaşamak bu değil ki. Sen söyle, yaşamak nasıl bir şey?

4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Bana Mutluluk Hiç Yakışmıyor

21.05.2022 Bana mutluluk hiç yakışmıyor. Mutluluk bana hiç yakışmıyor. Mutluluk bana hiç mi hiç yakışmıyor, değil mi? Doğamda yok benim mutluluk. Neşe belki, biraz var. Belki biraz şımarıklık, nereden

Hatta Çok Daha Öncesinde Benim Bu Nefretim

17.05.2022 "Doğru. Hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız romantik bir düşüncede. Ancak doğanın ve ışığın gölgesinde Dağılmış ve çirkin bir toz bulutundan Ve umutsuzluktan başka atayamıyorum cismimizi. Zaten

Sadece Åžifreler

30.04.2022 Düşmanını yaratanla dostça sohbetler. Aynaya gülümsemeler. Rüyalar. Rüyalarda affetmeler. Kendine küsmeler. Nefreti gözden geçirmeler. Kendini yeniden sevmeler. Paslanmış yeteneği özlemeler

Post: Blog2_Post
bottom of page